SAKLI CENNET : OLYMPOS LODGE
Binlerce yıl önce, güneşin çocuklarının kurduğu Işık Ülkesi Likya’nın topraklarındayım. Bugünkü Akdeniz ve Ege’nin en güzel coğrafyasını kapsayan yerlerde birçok kent kurmuş Likyalılar. İşte bu kentlerden biri: Olympos... Gözüme takılan detaylar, tabelalardan okuduğum bilgilerle birleşince nasıl bir medeniyetin içinde olduğumu daha iyi anlıyorum. Nice işgaller ve depremler görse de, kalanlar bile bu uygarlığın gücünü ve sağlamlığını görebilmek için yeterli. Kentin kalıntıları arasında yürürken, her yerine o dönemin insanlarını yerleştiriyorum hayalimde. Taş sokaklarda yürüyen alımlı kadınlar, etrafta koşuşturan neşeli çocuklar, bina avlularında toplanmış sohbet eden erkekler... Maruz kaldıkları dış saldırılara ve onca mücadeleye rağmen, burada en yoğun hissettiğim şey huzur oluyor.
Antik kentten çıkıp, milyonlarca farklı taşla dolu sahil boyunca yürümeye devam ettiğimde, başımın üzerinde yükselen dağlar ve bu dağların üzerine kurulmuş Ceneviz Kalesi’ni görüyorum. Böyle bir medeniyet, doğanın doğal olanakları içerisinde nasıl bir ustalıkla kendini korumaya almış...
Bölgeye gelen ziyaretçilerin konaklaması için Olympos tarafında bungalov ve ağaç tarzı evler, hemen komşu belde Çıralı’da ise tek ya da iki katlı beton binalar var. İşte tam bu noktada iki farklı tarzın arasında, sahildeki şezlonglarının şıklığı ile dikkatimi çeken bir yer oluyor. Tıpkı ormanın ve dağların içine gizlenmiş Olympos kenti gibi, sahilden bakıldığında ağaçların arasından seçemediğiniz, yine de tarzını ve kalitesini hissettirecek işaretleri yolunuza çıkaran bir yer: Olympos Lodge.




Dünyanın dört bir yanından konukları oluyor otelin. Evcil hayvanlar için de giriş serbest. Konaklama kapasitesini artırmak için yer sıkıntısının olmadığı alanda, oda sayısının sınırlı tutulması ortamın büyüsünü, doğallığı ve sakinliği korumak için yapılmış bilinçli bir tercih. Ve bu tercih, amacına ulaşmış görünüyor. Ünlü Alman dergisi Geo, burayı Akdeniz’in en iyi 10 butik otelinden biri seçmiş.

Bana göre en önemli detaylardan biri, 1987 yılından beri hizmet veren Olympos Lodge’un inşaatı sırasında bir tek ağaç bile kesilmemiş olması. Özellikle sahillerimizde yapılan tesisler için doğanın acımasızca yok edildiğini düşünecek olursak, bu oldukça duyarlı ve saygılı bir davranış.
Arkeolojik kalıntılara ve tarihe meraklı olanlar için ise burası bulunmaz bir noktada. Civar, antik kentle ve kalıntıyla dolu: Olympos’un yanı sıra, Phaselis, Gagae, Simena, Myra, Kekova, Arycanda ve daha bir çoğu. Bu arada buraya kadar gelenlere, yürüme mesafesindeki Çıralı’da bulunan Yanartaş’ı da görmelerini öneriyorum. Efsaneye göre, Kanatlı at Pegasus’un sırtında dövüşen Bellerophon, Chimera’yı (ejderha), önce oklarıyla yaralayıp, uzun mücadelenin ardından onu yarı canlı toprağa gömüyor. Sonra da tanrıçası Athena adına oraya bir tapınak dikiyor. Ejderha’nın soluğu hâlâ hissediliyor. Alevler yüzyıllardır sönmeden inatla, her sabah doğan güneşi selamlıyor.

Çıralı PK 38 Antalya, 07300 Kemer/Antalya
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder